İSLAMİ DAYANIŞMA OYUNLARINI SONUNA KADAR DESTEKLEDİM

     foto islami dayanışma                  

 

İSLAMİ DAYANIŞMA OYUNLARINI SONUNA KADAR DESTEKLEDİM

 

Bakara Suresi 286.Ayet-i Kerime mealen ;  Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri boynumuza borç kılma! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!

Bu Ayet-i Kerime’yi yanılırsak bizi cezalandırmasından korkmam üzerine Allah’a sığınmak üzere ekledim.Biz inanıyor ve iman ediyoruz , hata ve kusurlarımız pek çoktur ancak O’nun affına ve mağfiretine sığınıyoruz.İnsanları saptırmaktan , yanıltmaktan korkuyoruz.

Konya’da malum İslami dayanışma Oyunları adıyla bir spor organizasyonu tertiplendi ve ardından bir kısım kişi ve gruplarca neresi İslami gibi bir eleştirisi furyası başladı. Bu eleştirilerde ben iyi bir gaye görmedim ve bu spor organizasyonunu hep destekledim.

Bu eleştirileri şöyle bir toplayalım.

1-Bir kısım eleştiri Filistin vb ‘de olaylar yaşanırken Müslümanların oyunda , oynaşta ne işi olduğu idi ? Bu ümmet adam akıllı bir ümmet ise kanayan yaralar varsa zaten her işi bırakıp burada cihada koşmanın gerektiğini her müslümanın anlaması gerekir.Çünkü bir tane bile müslümanın canı , malı , namusu tehlike altında ise hepiniz bilirsiniz ki ; Peygamber SAV , Ben-i Kurayza Yahudileri üzerine yürüdüğünde bana itaat eden ikindi namazını kurayza yurdunda kılsın dedi , o oyalanmaya bile müsaade etmedi.

Şimdi gelelim İslam dünyasında alimi ilmine , abidi camisine , taciri ticaretine bilmem ne günlük meşgalesine gidiyor her gün bu düzen ve çark dönüyor , İslam dünyası maalesef bu sefalete çeşitli sömürü ve İslam dünyasının bölük pörçüklüğü , malını ve canını sakınması , dini anlamda yozlaşması gibi sebeplerle yuvarlandı bu sorunların daha çözülemiyor iken tüm bu işlerin sebebi sanki bir takım spor organizasyonları imiş gibi anlatmakla bir yere gidemeyiz.

2-Bir diğer eleştiri bu spor organizasyonun isminin İslami olmasının sakıncalı olduğu idi. Burada aslında konuyu detaylı izah edebilirdik ama ucuz te’vil yaptığım eleştirisine muhatap kalmamak için şimdi yazıyorum.

Şimdi örneklerle vereyim.

İslami Dayanışma Partisi diye bir parti kuralım mesela burada İslami kelimesi neyin sıfatıdır , dayanışmanın sıfatıdır.Yani burada da İslami kelimesi oyunların sıfatı değil dayanışmanın sıfatıdır.

Mevzuyu buraya çektiler ve burada İslam adına ne yapılıyor dediler. Konu burada İslam ve Spor bahsine girer bu konular üzerinde malum olduğu üzere doğru düzgün çalışma yoktur , elde mevcut ulemanın çok yüzeysel geçtiği eserler vardır.İslam ulemasının sporla arası iyi değildir.Oysa spor veya buna bedeni kuvvetli tutma diyelim incelendiğinde başta Peygamber Efendimiz ve ashabının çok önem verdiği bir hadisedir. Bir müslümanın kilolu olması kınanmıştır.Kılıç kullanamayan , ok atamayan , ata binemeyen bir müslüman modeli Asr-ı Saaddette düşünülmez. Hadis-i Şerif’lerde yüzme , koşu , güreş gibi spor kabilinden şeylere övgü vardır. Detayına girmiyorum.

Gel zaman git zaman spor çeşitlenmiş , örgütlenmiş , profosyonelleşmiş ve dünya gündeminde , hakların gündeminde yer almıştır. Bakın bu eleştirileri getirenlere diyorum dünyada neredeyse hemen hemen her spor dalında en geri milletler Müslümanlardır. Müslümanlar spor yapmamaktadırlar. Müslümanlar spor organizasyonları için bir araya gelmemektedirler. Ben bir ara yazdım Müslümanlar bugün artık sosyal organizasyonlarını spor merkezlerinde , spor organizasyonlarında yapmalıdırlar diye.Müslüman toplumun neyi eksikse onu yetiştirmesi lazım , 1000 tane fakih var 1 tane mühendis varsa fakih yetiştirmenin manası yoktur bunu her müslüman bilir. Sporda durumumuz da belli neden bir spor dalının İslami mi değil mi diye bilip bilmeden eleştiriye tabii tutuyoruz.İslama , müslümanlara has bir spor dalı yoktur. İslamın prensiplerine uygun olmayan bir yapısı varsa o spor dalı reddedilebilir sadece.

Burada konu şuydu özetleyeyim İslami kelimesi dayanışmanın sıfatı idi.Burada niye Müslüman ülkeler organizasyonu şu bu gibi isimler konulmadı eleştirisinin esasında temeli yoktur.

3-Bir diğer eleştiri İslami kelimesini oyunların sıfatı yapıp , oyunları İslami bulmamak.Şimdi işi böyle anlayınca bu sonuca ulaşmak mümkün , burada sorun nedir ?  sporcuların kılık kıyafeti meselesi veya organizasyonlarının batılı muadillerine benzemesi   şimdi İslam dünyasının temel sorunlarından biri ile karşı karşıyayız realite ile olması gereken arasında sorunlar arasında boğuluyoruz. Çünkü tüm İslam dünyası hala yüzünü batıya , modernliğe dönmüş durumdadır bugün ben en dindarım diyen bile bu haldedir. Elimizde onların ürettiği teknoloji ile biz iyi müslüman olamayız , öyle fenni alıyoruz demek filan değildir bu ticari ve teknolojik sömürüdür bugün İslam dünyasının hali kendimizi kandırmayalım.

Geçmiş bir tartışma konusu idi hatırlayanlar vardır.İslamcılar şort giymiyorlar oysa son halife Abdülmecid Efendi’nin mayolu fotoğrafı vardır diye , evet işin mihenk noktası burasıdır. Müslümanlar bu işlerden uzak durdukları için dünya standartlarını pat diye alırlar.İslam dünyasının en büyük sorunu standartlaşmayı sağlayamamasıdır. İslami bir spor kıyafeti yani kadın ve erkek için tesettürü sağlayan kıyafet diye kimsenin bir derdi yoktur. Halife bile ne giyindiğini düşünmez haldedir çünkü hiçbir standartın aksini düşünemez mevcut varsa sadece ona sarılır denizden çıkar fesini giyer. Bu tepeden olmaz bu sporcunun talebi ve şuuru ile olur bu da düşünceden doğar , düşünce olmadan olmaz , Müslümanlar içinde düşünebilen , onlara yol gösterebilen spor adamları olmadığı için kimse düşünemez.

Daha düne kadar ülkemizde başörtü sorunu vardı. Şu sorun nereden nereye geldi , düşünün içindeki tedriciliği görüyor musunuz ? Bir şeyin aniden olması da mümkün değildir.İslam dünyasının da hali öyle her şeyin İslami olduğu gibi tüm Müslümanların İslami şuur içinde bulunduğu gibi falan bir durum yok.Maalesef cehalet ile karşı karşıyayız , müslüman siyasetçilerin dayandıkları tabanlar yoksullar ve imkanı kıt kitleler , ülkeleri sanat ve spor alanında yönlendirenler genelde o ülkelerin seküler yaşam ve fikirleri benimsemiş kişileri. Bunları hepimiz gayet iyi biliriz tekrar tekrar tartışmanın da alemi yoktur.

Bir diğer sorun İslamiliği de sadece kıyafete bırakırsak bu sefer yine bir takım eleştiriler gelecektir. Malum bir ara tesettürlü bir genç bir bayan keman konseri verdi ,İslami camia bu ne haldir dedi , ee kemanı nerede çalacak ?  İslamisi o zaman ancak kadınlar arsında ve kayda alınmadan olur . Bir spor organizasyonunda kapalı bir kadın sporcu erkek seyirciler önünde hoplayıp zıplayıp spor yapabilir mi ? Onu da geçtik diyelim bir kadın dünyanın bir ucundan bir tarafına spor kafilesi ile gelebilir mi ? Yolculuk kurallarını da sağlamak lazım yani işin özü öyle bir şeye İslamilik sosu dökmekle bu iş bir anda olmaz ama tedrici tedrici olacaktır eğer bir niyet varsa.

4-Bir diğer eleştiri hiçbir spor organizasyonu dindarların gündeminde değilken kafayı bu organizasyona takmaktır.  Bu kendi kitleleri için yeni bir gündem bulmadır.Müslümanlar arasında olumlu bir düşünce , birlik fikri gibi işlere yanaşmayıp devamlı eleştiri ve tenkit ile gün geçirenler için ancak bir malzemedir.Yahu hatasıyla sevabıyla , kimi kıt ekonomik kaynaklarıyla müslümanlar bir araya gelmiş bir organizasyon yapıyor diyecekleri yerde , bu ne biçim organizasyon , tahrif , islamla alay gibi içine hamaset doldurulmuş eleştirileri sıralamak pek kolaydır.

O zaman bende sana sorayım ey şuurlu müslüman , grup , hoca , parti neyseniz ?

Hangi dindar sporcuya destek oldunuz şimdiye kadar

Hangi dindar spor organizasyonun öncüsü oldunuz

Buradan konuşmak kolay , gücünüz varsa gidin yetkililerle görüşün , İslam İşbirliği Teşkilatı’na gidin görüşün.

Ben bunun derdini çekenleri biliyorum onlar bu konuda bir tenkit getirmediler.

Sporla , sporcuyla , organizasyonla işi olmayıp , sosyal medya reytingine esir olmuş hocaların kitlelerine vay be hocamız ne konuşuyor ne şuurlu dedirtmek için ha bire video , konuşma ve içerik üretme sevdasından vazgeçmesi gerekir.

5-Bir diğeri ise Ak Parti ve Konya Büyükşehir Belediyesi’ne siyaset dışı kurnazlıkla vurup ucuz siyaset yapmaya çalışmaktır e bunu da herkes anlıyor.

Velhasılı kelam İslami Dayanışma Oyunları , ülkemiz ve şehrimiz için bir kazançtı fakat daha müslümanların çok yol kat etmesi gerektiğini gösterecek emareler gördük , şehrin yapısının pek yeniliğe açık olmadığını gördük , İslam şuurunun genele teşmil olması değil de kendi mahallemizde çalıp söyleyelim anlayışının yaygın olduğunu gördük , ufkumuzun daha bizi ileriye taşıyamayacak kapasitede olduğunu gördük , Müslümanların hala  tenkit kültürünü aşamadıklarını gördük hala pasif olduklarını gördük yani gördükte gördük.

İslami Dayanışma Oyunları unutulup gidecek ülke gündeminden de çıkacak yeni ihtilaf ve tenkit gündemleri bularak Müslümanların enerjilerini sömürecek kişileri dinlemeye de devam edeceğiz ama siz gelişmeye odaklı müslüman gençleri , müslümanları destekleyin.

Benim hayatta şiarım şudur , batının ahlakı , Finlandiya’nın huzuru falan beni ilgilendirmez , Allah’tan , peygamber’den habersiz bir toplum asla iyi olamaz , hatasıyla , kusuruyla müslüman toplumu yani ümmetin her bir ferdi azizdir , başımın üstündedir , hepsini severim , ben Müslümanların yaptığı her şeyi değerli görmeye gayret ederim , gayrimüslime buğz eder , müslümana dua ederim, yardıma muhtaç olanın yardımına  koşmaya gayret ederim , harcayacağım parada müslüman cebine gitmesi için gayret ederim. Müslüman sanatçıyı severim , müslüman sporcu severim , başarısından sevinç duyarım. 25.08.2022

Mehmet Emin Başalp

OKUNMAK

Sağlık sorunları nedeniyle bir süredir Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Rasim Özdenören, 82 yaşında, hayatını kaybetti. 4 Aralık 2017'de Yazar Özdenören . (Arşiv) ( Ahmet Sel - Anadolu Ajansı )
Fotoğraf Anadolu Ajansından eklenmiştir ( Ahmet Sel – Anadolu Ajansı )

 

Edebiyat sahasında Müslüman edebiyatçılar , Müslümanca edebiyat üretenler açısından değerlendirdiğimde bir çok isim çıkar. Mehmet Akif Ersoy kendi başına bir çizgiydi.Necip Fazıl Kısakürek bir çizgiydi. Ahmet Kabaklı ve çevresi bir çizgidir. Raif Cilasun , Necati Sepetçioğlu , Hasan Nail Canat gibi isimlerde vardır.Cemil Meriç bir ayrı çizgidir. İsmet Özel ayrı bir çizgidir , Şule Yüksel Şenler’in edebiyat dünyasında yeri nedir ? bilemiyorum ama vardır. Mustafa Kutlu’da vardır. Beşir Ayvazoğlu’da vardır. Emine Şenlikoğlu’da roman yazmıştır.

Yedi Güzel Adam olarak tabir edilen edebiyatçılarda önemli  bir çizgiydi.

Bu edebiyatçıların bu dünyadan göçmüşleri var genç olanları var  yeni türler deneyenleri var , özenip beceremeyenler var , pek içeriği olmadığı halde popüler olduğu için okunanlar var ,edebiyatçı dahi olamayacakları var ,  unutulup gitmiş olanlar var vesaire neticede üretim bir şekilde devam ediyor.Belki bana göre en büyük sorunları dünya çapında okunan bir yazarımızın bu sahadan olmaması ama orası ayrı konu.

Yakın zamanda vefat eden Rasim Özdenören Bey’in edebi kişiliğini ve eserlerini değerlendirmeyeceğim , Rasim Bey’i okumaya devam edip etmeyeceğimizi düşünüyorum. Ben 1984 doğumluyum bilindik muhafazakar edebiyatçılardan Nuri Pakdil hariç diğerlerini az çok okumuşumdur.Edebi eser okumak bir ihtiyaçtır gerek dünya edebiyatından gerek Türk edebiyatından hala roman , hikaye , şiir türünde eserler okurum.Acaba 2023 doğumlu nesiller Rasim Özdenören okuyacaklar mı ? Onlara büyükleri , öğretmenleri Rasim Özdenören oku diyecek mi ?

Edebiyat içinde muhafazakar ve İslami hassasiyetleri olanlar ayrı bir kategoriyi teşkil ettiği için bu yazıyı yazıyorum yoksa tabii ki insanlar çeşitli edebiyatçıların eserlerini okumaktan keyif alırlar tabii ki ben Türk şiirinde Yahya Kemal okumaktan daha çok zevk alırım , Kemal Tahir romanı okumaktan büyük keyif alırım.Fakat şöyle bir sorun vardır  eleştirmenlerce iyi romancı denilen Halid Ziya Uşaklıgil bugün ne kadar okunuyor ? Bugün Tevfik Fikret şiirleri ne kadar seviliyor ?

Sezai Karakoç Bey’in , Necip Fazıl Kısakürek’in İsmet Özel’in sıkı takipçileri var ama acaba Rasim Özdenören’in olacak mı ? Özdenören’in hikayeleri okunmaya devam edecek mi ? mesela bu üç isme göre Rasim bey hikaye türünde eserleri ile biliniyor. Tabii bazı edebiyatçılar kültleştirilmiştir fakat  kültleştirilmemiş edebiyatçılardan mesela bugün Ahmet Hamdi Tanpınar hayli popüler bir edebiyatçı , yaşadığı dönemden bile çok okunuyor. Bunun tersi de olabilir mesela bugün Orhan Pamuk romanları çok satılmakla birlikte acaba gelecekte de okunmaya devam edecek mi ? Merak işte.

Yedi Güzel Adam’a bir daha bakalım , bugün Cahit Zarifoğlu Bey’in kitapları basılıyor , şiirleri okunuyor. Erdem Bayazıt şiirleri okumaktan şahsen keyif alıyorum.Sezai Karakoç Bey’de okunuyor. Burada ben hiçbir eserini okumadım ama Nuri Pakdil’e rağbeti bilmiyorum.Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay’ında pek okunduğunu sanmıyorum. Mehmet Akif İnan’a da rağbetin düşük olduğunu kanaatindeyim.

Onlar Rasim Bey’e kıyas olacaklarsa Rasim Bey’de okunmaya devam edecektir. Fakat Rasim Bey hikaye türünde eser vermiştir. İşte bundan dolayı biraz ilerde ne ölçüde bir rağbetle okunup okunmayacağını merak ediyorum çünkü bu türde kalıcı olabilmek biraz daha  zordur sıkı oyucu ister. O nedenle umarım okunmaya devam eder okuyucu kitlesinin devam etmesi romancılardan da daha zordur.Herhalde Türk Edebiyatında hikaye okumayı biraz özendirmemiz gerekecek galiba.

Rasim Özdenören Bey’e Allah’tan rahmet diliyorum , Allah eserlerinin tesirini halk edip hayra tebdil eylesin. 01.08.2022

 

Mehmet Emin Başalp