MESCİD-İ AKSA GÜNDEMDEN DÜŞMESİN

IMG_0075 MESCİD-İ AKSA
Mescid-i Aksa , Kudüs ve Filistin toprakları yıllardır siyonist israil işgali altında , zaman zaman provakatif saldırılarda bulunulmasına rağmen mescid çok şükür Müslümanların idaresinde bulunuyor.
Geçmişte mescid kasten yakıldı , altında güya arkeolojik kazı bahanesiyle adeta çökmesi için kazılar yapılıyor , giriş çıkışlar kontrol altında vesaire bütün bunlar bize şu hakikati unutturmasın israil Mescid-i Aksa’yı tahrif edilmiş yahudiliğin bir mabedine dönüştürmek istiyor.
Ayasofya ile ilgili bir yazı yazdığımda Halilürrahman Camii’nin İslam dünyasında pek tanınmadığını bu caminin bir kısmının da yahudi sinangonuna çevrildiğini , Hz.İbrahim peygamberin mezarı yanında yahudi ayinlerinin yapıldığını yazmıştım.Sağolsun Diyanet İşleri başkanımız bu hususa dikkat çekti , Mescid-i Aksa’nın mescid özelliğine kesinlikle halel gelmemesi lazım. Mescidde yahudi ibadeti yapılmaya kalkışılırsa telafisi olmaz , olurda çok zor olur.
Geçtiğimiz Cuma günü hutbelerde konu Mescid-i Aksa idi , orada daha önce hiç duymadığım bir Hadis-i Şerif dikkatimi çekti. Eğer bu mescide gidemezseniz kandillerine zeytinyağı gönderin şeklinde . Bu Hadis-i şerif’e değineceğim.
Dünya üzerinde bir buçuk milyardan fazla Müslüman var , İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi 50 ‘den fazla üye ülke var fakat Filistin’in bağımsızlığı sağlanamıyor. Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya İsrail saldırıları engellenemiyor.
Çare ne ? Çözüm ne ?
Çarede , çözümde , Müslümanların ve devletlerinin gerçek bağımsızlığa kavuşup , emperyal ülkelerin boyunduruğundan çıkması. Bu bir anda olur mu , belki olmayabilir ama insanların zihninde yeni fikirler , yeni umutlar , yeni çözümler üretmek , teklif etmek ve seslendirmek lazım ki bir gün bu Allah’ın yardımıyla gerçekleşsin.
Tabiî ki bu sorunun çözümünde dini , siyasi , sosyal , ekonomik hazırlık süreçlerinden sonra en nihayetinde askeri seçeneğin bir gün gerçekleşebileceğini bilmek ve hazırlanmak lazım gelmektedir.
( Ekonomik ) Yukarıdaki Hadis-i Şerif’i niye paylaşmıştım , Mescid-i Aksa’yı fiziken de yalnız bırakmamak lazım geldiğini anlıyorum. O zaman ülke kamuoylarını zorlamak üzere Mescid-i Aksa ve Filistin’e yardım mekanizmalarını geliştirmek ve gündemde tutmak lazım.
Mescid-i Aksa’yı idare eden Aksa Vakfı , İslam ülkelerinde her türlü kolaylığa sahip tanınır akredite bir kurum haline gelmelidir.İnsanlar Aksa vakfına bağışlar yapabilmeli ve bu paranın ulaşması sağlanmalıdır.Bir sonraki aşama İslam ülkelerinin devlet bütçelerinden bir kısmı Filistin için ayrılmalıdır.
( Sosyal ) Mescid-i Aksa sosyal alanda yer etmelidir.Bu hususta o ülke sosyolojisi göz önünde kesinlikle bulundurulmalıdır.
Filistinli Zehra’nın Gözleri adlı bir film misal olarak detayına girmeyeceğim fakat o filmde verilen mesajlar bizim ülkemizin ne sosyolojisine ne kültürüne ne de dini anlayışına uygundur.
Türkiye’de Osmanlı vurgusu üzerinden bir anlayış daha yerinde olacaktır.Nitekim Osmanlı vurgusunun israili rahatsız ettiği görülüyor.
Mescid-i Aksa ziyaretleri İslam ülkelerinde artırılmalı ve teşvik edilmelidir.Gençlik organizasyonları artırılmalı , farkındalık projeleri gerçekleştirilmelidir. Hala okullarda görüyorum İngilizceyi geliştirmek için öğrenciler o ülkelerde mektup arkadaşı bulmaya teşvik edilirken Filistinlilere mektup yazmak zor olmasa gerek.
Mescid-i Aksa konusu genel ve toplumsal nitelik kazanmalı ve marjinal gruplara has bir tepkisellik boyutunda bırakılmamalıdır.Filistin meselesi asla Arapların meselesi değildir bu husus özellikle vurgulanmalıdır.
( Dini ) Dini çalışmalar neler olabilir , tabiî ki dua edeceğiz fakat dini çalışmalar dua ile beraber bilinçlendirme çalışmaları , koordine çalışmaları , öncü çalışmalar olarak yer almalıdır. Dini motivasyon Filistin bağlamında en önemli husustur canlı tutulması gerekmektedir.
( Siyasi ) Ülkelerin siyasi tepkileri belki cılız görülebilir fakat küçümsenmemelidir. Zira İslam ülkelerinin durumunu biliyorsak bu sürecin değişeceği zamana kadar israile karşı her türlü cılız tepkiyi de , gelişmeyi de önemsemek durumundayız. israil çoğu zaman geri adım atmıyorsa da daha hızlı adım atması belki bazı gelişmelerle yavaşlamaktadır.
Müslümanlar arasında işbirliğinin artması her zaman israili endişelendiren bir gelişmedir. O zaman Müslümanlar arasındaki gerilimleri azaltmak , her türlü etnik ve mezhep çatışmalarından uzak durmak , iç çatışmaları sonlandırmak zorundayız. Ülke kamuoyları bu noktada bilinçlenmelidir.
( Askeri ) Filistin sorunu nihai olarak çözüme kavuşturacak hamle askeri hamledir. Müslümanlar eğer birlik olsa bu amaçta birleşmiş olsalar , Filistin’e komşu ülkelerde kurulacak askeri üslerle , Müslüman ülkelerden tedarik edilecek asker ve malzeme ile ciddi miktarda askeri yığınak yapılması bile israili caydırmaya yetecektir.Çünkü korkuya dayalı psikolojileri güç karşısında dirençlerini azaltacaktır.Çünkü dinleri uğruna savaşmayı göze alacak kadar cesaretli değillerdir.Çok küçük grupların ancak direnebileceği gerisinin kaçma temayülü göstereceğini düşünüyorum. Ürdün , Suriye , Lübnan , Mısır , Suudi Arabistan ve Irak bu minvalde kilit ülkelerdir bu ülkelerin şimdi neden bu halde olduklarını da iyi düşünmek lazım.
Fakat bir husus daha var hristiyanlar , hristiyanların Kudüs algısı daha farklıdır , haçlı seferleri diye bir vakıa vardır , bugün israilin en büyük destekçisi hem devlet olarak hem siyasi olarak hem kamuoyu olarak bu ülke ve halklardır. Bu husus asla ihmale gelmez , askeri gelişmeler karşısında bu ülkelerde her türlü askeri karşılıktan vazgeçmedikleri gibi çatışmayı da göze alırlar.Mücadelenin bu ülkelerle olacağını unutmamak gerekir.
Bu hususta ise kilit ülkeler vardır ve Türkiye hristiyan dünyasının komşusu olarak hem kuzey hem Avrupa yönünden sınır ülkesidir , en kilit ülkesidir , Türkiye sağlam olmazsa Filistin savunulamaz.Haçlı seferlerinde olduğu gibi. Diğer kilit ülkeler ise deniz yolu dolayısıyla Kıbrıs , Mısır , Suriye , Yemen , Somali gibi ülkeler olabilir.
Tabi tepkilerini tam olarak tahmin etmemekle birlikte Çin , Hindistan , Japonya gibi ülkelerin tavrının ne olacağı hususu da şüphelidir. Bu hususta da Afganistan , Pakistan , Endonezya , Malezya gibi ülkeler kilit rol üstlenebilirler duruma göre.
Velhasıl fikirler analizler çok olabilir ama komuoyunu diri tutmak gerekiyor.Allah ol derse her şey oluverir.Buna inancımızın tam olması gerekiyor.İnanç olduktan sonra Mescid-i Aksa’nın zalim siyonist israil zulmünden kurutulması da mümkündür.Benim şahsi kanaatimde kurtuluşunun yaklaştığı şeklindedir. Allah Filistinlilerin ve bu Filistin meselesini dert edinenlerin yardımcısı olsun , müslümanlara birlik beraberlik , feraset versin.28.07.2017

Mehmet Emin Başalp

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir