FERAHLATAN ŞİİRLER

Murat Menteş’in “Şeyhim Beni Işınla “ adlı bir şiiri vardır.Ayrıca bestelenmiş ve güzelde seslendirilmiştir, kayıtları dinlenebilir.

O şiirde “tasavvuf strese iyi geliyor bence.” der. Şiirin sonu da şu dizeyle bitiyordu.

“şeyhim 14 milyar yıl ne çabuk geçti
yaş kırk oldu kırklara karışamadım
ben defterden sildim ölümsüzlüğü
şeyhim kainata alışamadım.”

Kainata insanoğlunun alışması mümkün değil çünkü zaten burada geçici olmak üzere yaratılmış.Tabii tasavvuf strese iyi geliyor da diyor şair, kabul edersin etmezsin o senin bileceğin bir şey de tasavvuf gerçekten stresimizin yükseldiği şu karantina günlerinde iyi gelebilir.

Tasavvuf neşvesine sahip şairlerimizden dizeler paylaşmayı düşünüyorum o zaman daha iyi anlaşılacaktır.Çünkü bu dinginlik veya sekinette diyebiliriz  insanlara Allah’ın bir lutfudur. Sonra bir çabanın  bir tefekkürün bir sığınmanın sonucudur.Öyle kelimeleri yan yana dizmekle oluşuvermez.Bu güzel dizeler insanı ferahlatır.

 

İnsan dua ile ferahlar.

Feyzi Halıcı’nın “Dua” şiirinin bir kıtası şöyledir.

Bir uhrevi his var mı ki dünyada
Bulunsun tadı bir ulvi duada
Ne güzel Allahı getirmek, yâda
Mavi gecelerin seher vaktinde…

Duanın tadını bilmeyen duaya laf söyleme hadsizliğini gösterir.Sıkıntılı bir zaman olsun yahut olmasın Allah’a sığınacağız ve O’ndan isteyeceğiz.Ucuz pozitivist zırvalıklarla dine ve inanca karşı güya mantıklı şekilde söylenmeye kalkan sözler aklın ve nefsin kibrinden başka bir şey değildir.Bilim en aciz şeydir.Kuvvet ve Kudret sahibi olan ise Allah’tır.

 

Sığınmada bir ferahlamadır.

Merhum Cahit Zarifoğlu Bey’de şöyle diyordu.

Allahım
Peygamber efendimiz
Hangi şerlerden sığındıysa sana
Upuzak tut benden de onları

Allahım
Yol boyunca
Tarih boyunca
Başıboş bırakma bizi

Peygamber Efendimiz Allah’a şöyle sığınırdı “Allah’ım! Alaca hastalığından, akıl rahatsızlığından, cüzzâm  illetinden ve (her türlü) kötü hastalıklardan sana sığınırım.”

 

Ölümden sonraya inanmakta ferahlatır.

Koca Yunus ise bize her daim şiirleriyle öğüt vermektedir ve bugünde veriyor.

“Ölümden ne korkarsın , korkma ebedi varsın “ diyor. Korkmamak için inanmak gerekiyor sonra Allaha sığınmak gerekiyor çünkü biz O’nun rahmetine muhtacız.

Sabır insanı sıkmaz sabırda ferahlatır.

Necip Fazıl Kısakürek ise ;

Sabır, incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakk’a tevekkül.
Sabır Hakk’a itimat.

Allah’a tevekkül edeceğiz çünkü bu salgınla gelen , hastalıklar , ölümler , ekonomik zorluklar , sıkıntı ve belalar ancak Allah’a tevekkül etmekle yani sabırla geçer.Allah’a tevekkülümüz yok mu ? haşa var.Allah’a itimadımız yok mu ? haşa var.

Ümitte ferahlatır.

Genç yaşta vefat eden arkadaşımın babası Selçuk Üniversitesi öğretim üyelerinden şair Zemçi Çetinkaya’da bir şiirinde,

Bahar gelir bahar elbet
Mamur olur bu har elbet
Gece nice karanlıksa
Akıbeti nehar elbet

Nehar günün ışıması demektir bu bahar başlangıcında bu sıkıntılar geldi ama sonu inşallah hayır olacaktır çünkü gönlümüzü ferah tutmak durumundayız.Çünki ümitsizlik yoktur.

Gönlümüzü kalbimizi ferahlatacak şeyler yapmak durumundayız.

Evet bu günleri sekinet içinde bulunursak daha kolay atlatırız.Güzel şeyler okumalıyız güzel şeyler duymalıyız.

Onun için Hayati İnanç Bey “ Güzel söz kalbe şifadır “ diyor. Yazımız şifayab olsun strese iyi gelsin.Siz yinede tasavvufi eserleri bir okuyun mutasavvıfları bir araştırın. Gönlünüz bir ferahlasın bir Kuddusi Baba Divanı, bir Salih Baba Divanı iyi gelir. 27.03.2020

 

Mehmet Emin Başalp

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir