Süleyman Seba

seba fotoğraf

Beşiktaşlı filan değilim , Süleyman Seba’yı zamanında absından tv’den vb bilen biriyim , çok tanıdığımı da iddia etmem  , 13 Ağustos tarihi Beşiktaş Jimnastik Kulübü eski başkanlarından Süleyman Seba’nın vefat yıldönümü imiş bende radyoda hayatının anlatıldığı bir programa denk geldim ve muhtemelen bir çok insanı eski günlere götüren hoş bir programdı , keyifle dinledim.

Süleyman Seba , iş adamı olmayan bir büyük kulüp başkanıdır ve beyefendi bir kişiliğe sahiptir son derece düzgün bir Türkçe kullanılır , nazik ve kibardır. Radyo programında bir çok ses kaydı da araya girdi gerçekten şimdilere bakınca futbolun veya spor kulübü yöneticiliğinin daha ehil ellerde olduğunu göstermesi bakımından beni  oldukça düşündürdü.

Maalesef son dönemlerinde ki bu dünyanın bir gerçeğidir , siyasette ve bir çok yerde vardır , yaşlanırsın , dünya değişir ve artık sana karşı yükselen seslere karşı zamanında bulunduğu görevden çekilemezsen efsane bir isim bile olsan çekilmen hiçte tahmin ettiğin gibi olmaz ve kırgınlıklar yaşarsın yani milli şef İsmet İnönü’nün Chp genel başkanlığını genç bir partiliye kaybedeceği akla gelir miydi  ? veya milli görüşün efsanevi lideri olarak ifade edilen Necmettin Erbakan’ın siyasi hayatında son senelerinde artık yalnız kaldığı ve sertçe eleştirildiği görülebilir miydi ? ama bütün bunlar yaşanmıştır , bunlar siyasetten sadece birkaç örnektir ve dünya da çokça örneği vardır.

Nitekim radyo programında Süleyman Seba’nın Beşiktaş stadında taraftarların dönemin futbolcularından Ahmet Dursun’un soyadından ilhamla ürettikleri “ Ahmet Dursun , Seba Gitsin “ diye protestolu tezahüratlarının kendisini hayli kırdığı ifade ediliyor.Nitekim başkanlığı bıraktığı kongrede ki duygusal konuşması da hayli ilginç o konuşma internette yazılı şekilde var orada kendisi de Türkiye’nin istihbarat kurumunun bir çalışanı herhalde oldukça derin bir tecrübesi olduğunu da düşünerek o kısmı alıntılıyorum. Bu sözler son derece manidar aslında dostluk çok değerli bir şeydir ulvi amaçlarla dostluk olursa Allah insanın yardımcısı olur fakat paradır , makamdır , mevkidir , şöhrettir , güçtür yani dünyevi dostlukların sonu ise her zaman bu şekilde bitebilir.Bu sözlerden bu tür bir ibrette çıkarabiliriz.

Kongre’deki veda sözlerinden bir pasaj ;

Üzülerek ifade etmek isterim ki, “16 yıllık bu bilanço ortada iken, bu başarıları birlikte yasadığımız ve birlikte yönetimde yaşanan güzelliklerin kararlarına imza atan ve yine Bjk sayesinde toplumda yer tutan, meslek edinen, ayrıca futbol oynadıkları dönemde emeklerinin karşılığı Bjk tarafından en iyi şekilde verilen bazı kısılırın basın kanalıyla kulüplerini, şahsımı ve sahsımda yönetim kurulu arkadaşlarımı suçlaması nankörlük değil de nedir?

İnsanlarla yasadım, insanı öğrendim,
İnsanlarla yasadım, insanlığı öğrendim,
İnsanlarla yasadım,
İnsanlardan nankörlüğü gördüm,
Dostlarım, dostlarım…
Ama ben dostlarımdan çok korkarım,
Diyen düşünürlere hak vermemek elde değil!

Değerli üyeler,

Onaltı yıl boyunca üzerime gelen okyanus dalgalarının bende yaratmış olduğu hüznü, genel kurulunuzun sessiz ve sakın sahilinde sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bunca seneler boyunca bana göstermiş olduğunuz sabır, anlayış, hoşgörü ve desteğe tekrar tekrar teşekkür ediyorum. 1984 yılında, ilk defa huzurlarınıza çıktığımda, kongre konuşmamın basında söylemiş olduğum sözleri hatırlatmak istiyorum:

“Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz,
Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz,
Ama herkesi her zaman aldatamazsınız! ”
Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım!

1984 yılında huzurlarınıza hangi heyecan ve duygularla gelmişsem bu gün de huzurlarınızda aynı heyecan ve duygularla basım dik gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum!”

Süleyman Seba 2000 yılında başkanlığı bırakmıştır. O yıllarda üç büyükler olarak ifade edilen Galatasaray kulübü en başarılı çağlarını yaşıyor Uefa kupasını Türkiye’ye getiriyordu.Fenerbahçe’de ise bir başkanlık değişikliği yaşanmış ve Aziz Yıldırım seçilmiştir.

İlerleyen yıllarda ise bu üç kulüpten uzun süre başkanlık yapan kişi sadece Aziz Yıldırım olmuştur.Onun dönemi , icraatları , yaşananlar ise spor tarihimizde pek rastlanmayacak türden hadiselerdir. Galatasaray kulübünde bir çok yeni başkan seçilmiş istikrasız dönemler yaşanmıştır. Beşiktaş kulübünde de bir çok başkan değişmiştir.

Burada ilginç olan futbolun sadece yönetimler olarak istikrarsızlaşması değil giderek tatsızlaşmasıdır. 90’lı yıllarda bir kulübün şampiyonluğu , Türkiye kupası alması hatta spor yazarları derneği kupası alması , derbi müsabakaları büyük heyecan ve sevinç oluştururdu. Fakat giderek spor kulüplerinin devamlı mali sorunlarının gündemde tutulması , futbolun sadece spor değil yönetim , gazeteciler , siyaset ve futbolcular arasında ilişkiler üzerinden değerlendirildiği kalitesiz spor programları ile insanların futboldan ve izlemekten soğutulduğu , futbola çeşitli davaların , kumpas davalarının dahil edildiği ortam oluşmuştur. Aynı zamanda taraftar grupları bünyesinde gelişen bir şiddet akaınında arttığı , spor yöneticilerinin sert ve pervasız ifadeleri , kulüpler ve taraftarlar arası dostlukların bozulduğu bir dönem olmuştur.Endüstrileşen futbolda spor adamlarından ziyade , reklam , ticaret , bahis gibi alanların etkilediği bir futbol dünyası dünya ile birlikte bizde de gelişmiştir. Ülke futbolunun kalitesinin düşüp düşmediği belki tartışılabilir fakat heyecan ve zevk düşmüştür. Uefa kupasının alınmasından sonra ciddi bir uluslarası başarı gelmemiştir hatta kulüplerimiz zaman zaman bu müsabakalardan men edilmişlerdir. Tabii şöyle dönüp bakıldığında Seba gibi yöneticilerin futbolu bıraktıkları dönemden sonra bir daha bu tip yöneticiler gelmemiştir.

Bu yazıyı niye yazıyorum 80’li 90’lı yıllar ülkemizin belki siyasi istikrasızlığının yüksek olduğu , ekonomik sorunların yaşandığı dönemlerdir.Nasıl Osmanlı devleti çöküş döneminde şiir ve ha’t sanatında zirve eserler veren sanatçılar yetiştiyse bu dönemimizde de spor gelişiyordu , Naim Süleymanoğlu halterde ülkemize sevinçler yaşatıyor , kulüplerimiz Avrupa futbolu ile daha rekabetçi bir seviyeye geliyorlar , milli takım düzeyinde başarımız artıyordu.Sadece futbol değil bir çok başka sporlarda da başarılar kazanıyorduk. Televole kültürü diye eleştirilmesine rağmen başlardaki futbol magazin bile şimdiki pespaye programlar yanında oldukça kaliteliydi.

2000 yılında başkanlığı bırakan Süleyman Seba muhtemelen 90’lı yıllardan sonra doğanlar için tanınmıyor olabilir ama keşke spor yöneticiliği olarak bu kibar insanlar yeniden örnek alınsa ve örnek olsalar daha farklı bir futbol iklimi inşa etseler fakat bu biraz görgü işidir , insanların diploma sahibi olarak eğitimli olması veya varlıklı olmaları bu ufku sağlayamaz. Yeniden bu anlayışı ve meziyetleri nasıl ihya ederiz bilmiyorum belki bunlar nostaljik sözler olarak da kalabilir ama bu gibi hadisler devamlı suretle değerlendirilmek zorundadır.

Bu konularda belgesel olsun , yayıncılık olsun eserler üretmekte gerekiyor , çünkü geçmişimizin iyi örnekleri unutularak değil hatırlanarak ve model alınarak bugüne taşınmalı ve yaşatılmalı.14.08.2020

 

Mehmet Emin Başalp

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir