AŞI VE SİYASET

aşı

2020 yılında dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını sonucu ülkemizde de aşılama çalışmaları başladı. Fakat bu aşılama faaliyetine ilişkin yürütülen siyasetin artık iyiniyetten uzak olduğunu düşünüyorum. Konuları çok uzatmadan kısa kısa yazacağım.

 

Eğer bu virüs doğal değilse ki büyük bir ihtimal olarak doğal olmadığı izlenimi ediniyorum tamamen kişisel yoksa bilimsel veriye dayanmıyorum bunu bir çok kez ifade ettim bu virüs ile amaçlanan şey ancak siyasi değişiklikler olabilir. Nitekim dünyada meydana gelen ekonomik daralmalar ve değişimler ile toplumların yaşadıkları sıkıntılar ile mevcut hükümetlerine karşı tepkisel anlamda artışlar olması bana göre bunu göstermektedir.

 

Fakat bir kısım yazar , çizer yahut komplocu diyebileceğimiz tipler bu virüs salgını başladıktan itibaren ısrarla aşı konusunu gündemde tutmakta ve bulundukları zaviyeden sert bir muhalefet ile ince bir siyaset yürütmektedirler.Halkın koronavirüs ile korkutulduğu iddiasında bulunup kendileri de taraftarlarına ve şüphe duyan insanlara karşı aşı korkusu yaymakta ve açıkça ifade etmeseler de hükümetleriniz size yalan söylüyor demektedirler. Neden bunu açıkça demiyorlar işte o yazımızın konusu eğer siyasetinizi yapacaksanız açıkça yapın.

 

Bilimsel olarak aşılar ile ilgili bir veri varsa buna herkes saygılıdır , aşının virüs salgınını durdurmayacağı yönünde itirazlar öne sürenleri de anlayabiliyorum , kişisel olarak aşı olmak istemeyenlere de saygımız sonsuzdur.

 

Fakat bazılarının yaptığı kendi kişisel anlayış ve belki hazımsızlıklarını aşı üzerinden siyaset üretmek suretiyle yıpratma ve halkı bilemedir.

 

Kemal Özer aşı karşıtlığında bunların başında gelmektedir aşıların zararlı olduğunu iddia etmektedir.Siyasetten ziyade aşı karşıtlığı üzerinde duruyor hakkını yemeyelim. Sadece koronavirüs aşısını değil tümden aşılamayı reddetmekte ve fakat buna ilişkin herhangi bir bilimsel veri öne sürmemektedir. Aşı konusu bu konunun uzmanlarının konusu olup okunmak amacıyla insanların zor bir süreçten geçtiği zamanda sansasyonel açıklamalar yapmanın hiç kimseye faydası yoktur .Bu bakış açısı da bir korku yaymaktadır.

 

Aşı konusunda daha ipe sapa gelmez iddiaları ise Abdurrahman Dilipak öne sürmektedir. Bulunduğu medya grubun yaptığı yayın ve yazıların hükümeti ne derece zora soktuğu herkesce malum yaptığı açıklamalara tepki verildiği malum. Aşı konusunda acaba bu kadar muhalefet yürütmesinin kişisel hesaplaşması ile bir ilgisi mi var mı ? insan düşünmeden edemiyor hiçbir veriye dayanmadan söz konusu aşının aşı olmadığı , içeriğinde ne olduğunun açıklanması gerektiği gibi iddialarda bulunuyor.Bir ülkenin Sağlık Bakanlığı acaba o ülkenin vatandaşlarının ne kadar kötülüğünü isteyebilir ,iddiaları görünce esas demek istediğinin bakanlık hiçbir inceleme yapmıyor , bir şey bilmiyor , aşı diye millete zararlı bir sıvıyı enjekte ediyor demek istiyor.Sayın Dilipak bunu hükümete karşı açık açık diyin , isterseniz suç duyusunda bulunun , isterseniz siyaset yapın neden muğlak iddialarla yıpratma siyaseti izliyorsunuz. Hülasa ben şimdiye kadar Dilipak’ın fikirlerinin doğru çıktığını ve insanları doğru yönlendirdiğini , senelerdir kendisini takip ederim görmedim onun için vatandaşlarımız kaale almamalı diye düşünüyorum.

 

Bu kitleye son zamanlarda İstanbul Sözleşmesi itirazları ile tanıdığımız Sema Maraşlı’da eklendi.Sema Hanım’ın haklı itirazları son zamanlarda fevri çıkışlarıyla zedeleniyor onunda acaba kişisel tepkilerini aşı üzerinden gösterdiği şeklinde bir intiba oluşabilir.Sağlık çalışanlarımız var güçleriyle çalışırken , Sağlık Bakanı’nı da etiketleyerek bir tweet üzerinde hastaneler boşmuş kim doğru söylüyor diye soru sorması açıkça yaralayıcıdır. Bu kadar sağlık çalışanını bir kere takdir etmeden tenkit etmeye niye bu merak.Bu bir haklı eleştiri mi , hekimleri üzen , yoran ve hasta yakınlarını dahi sinirlendirecek bir açıklama mı ?

 

Bingür Sönmez adlı profesörde aşı savunma adına aslında aynı siyasete hizmet etmektedir. Yaptığı sert çıkışlarla hükümeti yıpratmak istemektedir. Nitekim yine Sema Hanım Bingürsönmeztutuklansın adlı bir etikete insanları aşıya zorlamak diktatörlüktür diye yazıyor şimdi ülkede bir aşı zorunluluğu mu var  ? yok. Kim aşıya zorluyor ? yok.  Kim diktatör ? muğlak okuyunca belki akla hemen bir siyasi mi gelsin istiyor acaba diye düşünüyor insan , Cumhurbaşkanımıza karşı muhalefet senelerdir diktatör demekteyken aşı konusunda diktatörlük geçen bir ifadeyi kullanmak benim açımdan şuursuzluk. Bingür Sönzmeze tepki göstercekse eğer bu ifade neden bu twette geçiyor. Hükümeti beğenmiyor , sağlık bakanını suçluyorsa açıkça ifade eder ve istiyorsa siyasetini aleni şekilde yapar. Neden yıpratma siyaseti izlediğini ise artık kamuoyuna bence izah etmeli.

 

Kovit diye bir hastalığın olmadığı , abartıldığı gibi iddialarda genelde komplolara meraklı insanların sosyal medyada büyüttükleri bir algı ülkemizin kıymetli hekimleri aşı olduk diyor sosyal medyada altında türlü hakaret .Bu konuda Prof.Dr.Nevzat Tarhan’a karşı yapılan bu yorumlar beni de şaşırttı.Bu artık algıdan ziyade halkı bir takım şeylere karşı inandırma amacı günden iyiniyetten yoksun ve genelde aynı yerden beslenen bilgi kirliliğinden başka bir şey değil. Alev Alatlı’ya karşı hakaretler de aynı minvalde. Aşı olmak istemiyor olabilirsiniz ama aşı karşıtlığı misyonerliği ve halkı hükümete karşı kışkırtmak ise bir siyasettir buna karşı tepki verilmesi de son derece normaldir.

 

Ülkemizde sol kesimde hükümete itibari azaltmak için güvensiz bir aşının alındığı şeklinde algı oluşturmaktadır. Bir çok hekim ifade etmektedir ki bu şirketten ülkemiz başkaca aşılar almakta ve kullanmaktadır. Bu konuda da bazı gazeteciler Fatih Altaylı gibi başı çekmektedir. Bir aşı güvenli mi , yoksa güvensiz mi ? vatandaşlar olarak hükümete güvenemeyeceksek kime güveneceğiz.Diyelim bu aşılar güvensiz , bakanlık fahiş bir hata yaptı veya kasten yaptı bunu yapabilecek insanların ülkeye her türlü zararı verebileceğine de inanmak gerekir. Acaba halkta böyle bir şüphe mi uyansın istiyorlar.

 

İnsanların farklı siyasi görüşleri ve farklı siyasi tercihleri olabilir fakat siyaset açıkça yapılmalıdır. Yıpratma siyaseti demek istediğini açıkça demeyip demiş gibi anlamlara getirmek suretiyle yapılmamalıdır. Bu gerçekten zarar vericidir.

 

İnsanlar neredeyse bir yıldır akrabalarını , komşularını görmüyor , esnaf zor şartlarda çalışıyor. Hekimlerimiz yoruldu. Çocuklarımız eğitimlerini yeterince alamıyor ve fırsat eşitliği zedeleniyor. Yaşanan bunca zorluğa rağmen , ülkemizde ücretsiz aşılama çalışmaları yapılmasına aşı dahi olmayacak bile olsa hiç olmazsa bir kere takdir edilmeden bu kadar vurmak , bu kadar eleştirmek insafa sığar mı ? Sığmaz benim vicdanım elvermiyor.Allah sayın cumhurbaşkanımızdan , sağlık bakanımızdan , yetkililerden , var gücüyle çalışan hekimlerden , tedbirlere uyup sabreden halkımızdan bir değil bin kez razı olsun. Allah bizi bu gaileden bir an evvel kurtarsın.Amin.18.01.2021

 

Mehmet Emin Başalp

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir